12 Eylül 2017 Salı

Esrarengiz Okul bölüm:2 • Kısa Korku Hikayesi - Korku Merkezim

Yola devam ederken yolumuzun hapishanenin tam önünden geçtiğini fark ettim. Hapishaneye yaklaşınca turuncu tulumlar içindeki mahkûmları görebiliyordum.

Hapishanenin hemen yanına vardığımızda zayıf bir adam bana bakıp oturduğu banktan ayağa kalktı sanki orada olmaması gereken biri gibi görünüyordu ama bu ondan korkmama engel değildi.

Oturduğu yerden kalktı. Tellere doğru yaklaşırken bana bakmaya devam ediyordu. Korkup kafamı önüme doğru çevirdim.

Adam o anda sinirli bir sesle ''Hey sen sarı saçlı çocuk!'' diye bağırınca olduğum yerde dondum. Jason bana gelmemi işaret ediyordu ama korkudan kıpırdayamamıştım bile.

Adam yine bağırdı. ''Hemen bana doğru dön!''

Yavaş bir şekilde ona doğru döndüm. Bana bir şey yapamayacağını bilsem bile beni korkutuyordu.
''Seni tanıyorum. Dikkat etmen gerek. Kötü şeyler olacak!''
''Neden bahsediyorsun?'' diye sordum sesimin titremesine engel olamadan. Ancak adam cevap vermeden arkasını dönüp tekrar banka oturdu. Bir süre adama baktım. Adam içime hüzün düşmesine neden olmuştu. Bankta otururken gerçekten çok kaygılı ve üzgün görünüyordu. İçimden, ''o bir suçlu'' diye düşündüm. Adama bir daha bakmadan yoluma devam ettim.

Okula vardığımızda adamı aklımdan çıkarmaya çalışıyordum. Jason ile aynı sınıfta değildik ancak sınıflarımız aynı kattaydı ben 10-D'ye Jason ise 10-E'ye gidecekti. Sınıflarımıza doğru çıkarken Jason adamın deli olabileceği ile ilgili gevezelik ediyordu ama onu dinlemedim çünkü adamı daha çok düşünmek istemiyordum. ''Sonra görüşürüz'' deyip sınıfıma girdim. İçeride büyük bir kargaşa vardı. Tahtanın önünde kavga eden iri çocuklar, ön sırada sesli biçimde şarkı söyleyen iki kız, çok önemli bir konu varmışcasına bağırarak tartışan arkadaş grubu kargaşanın yaratıcısıydı.

Öğretmen içeri girdi ancak sınıf, öğretmeni fark etmemişti bile. Öğretmen, kavga eden çocukların arasından geçti ve dosya çantasını sertçe masaya koydu. Bu herkesin susması için yeterli değildi. Öğretmen masasına oturdu bir süre çantasını karıştırdıktan sonra içinden çıkan silah herkesi şok etti. Ortada kavga eden çocuklar dâhil herkes susup sıralarına oturdu.

''Sadece oyuncak'' deyip güldü. Silahı geri çantasına koydu.

Bu içimdeki endişeyi azaltmamıştı çünkü daha önce hiç bu kadar gerçekçi bir oyuncak görmemiştim. ''Okula gerçek bir silah getiremez'' diye düşünüp kendimi rahatlattım.

Öğretmen çok genç görünüyordu. Ancak yapılı bir vücudu vardı. Kahverengi saçları jöleyle arkaya yatırılmıştı ve siyah bir takım elbise giyiyordu.
''Ben sizin yeni sınıf öğretmeninizim. İsmim Arnott Brooks. Bundan sonra bu sınıfta tam disiplin uygulanacak''
Sesi çok ciddiydi ve ses tonu herkesin tüylerini ürpertmişti.
'' Bu sınıfta teneffüsler ve okul dışındaki davranışlarınız da dâhil herhangi bir suç işlerseniz, derste rahatsızlığa neden olursanız bir daha bu okula adımınızı atamazsınız.''

Okul çıkışı Jason'ı bahçede beni beklerken buldum. Eve doğru yürürken Arnott Brook'tan bahsettik. Söylediğine göre öğretmen sadece bizim sınıfa giriyormuş. Bu içime şüphe saldı çünkü benim bildiğim öğretmenler en az üç sınıfa girerdi. İki dakika yürüdükten sonra tekrar hapishanenin önüne gelmiştik. Hızlıca hapishanenin etrafına baktım ancak sabah gördüğüm adam dışarıda değildi. Yinede hapishanenin önünden hızlı adımlarla geçtik.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder